Hoşça kal; bu sözü günlük hayatımızda öyle çok kullanıyoruz ki, kimi zaman bir dostun yanından ayrılırken, hoşça kal dostum yarın görüşüz gibi. Keşke her hoşça kal demeler bu kadar kolay olsa bu kadar rahat söylenebilse. Genellikle hoşçakallar hüzünlü olur, kimi sevdiğini uğurlar, kimi asker, ama en çok bir yere giderken sevdiğini arkada bırakmak insanı yaralar. Hani derler ya anadan da geçilmez yardan da ama sevgiliyi ardında bırakmak daha bir acımasızlık gibi gelir insana, gözün arkada kalmak denir ya kalan sadece gözün olsa ama aklın hep geridedir onunladır, yürek sevdiğinle bir bütündür onsuz yarım. O zaman kopmak istemezsin gözyaşların sel olup akar gözpınarlarından delicesine, sımsıkı sarılsın kokusunu çekersin o gülleri kıskandıracak derecede mis kokusunu, okşarsın o kızıl güneş rengi saçlarını, öpersin ama doymazsın o daldan tatlı dudaklarına. İstersin ki yüreğini söküp alsınlar o bunun kadar acı vermez o zaman bir anda her şeyden kurtulursun hiç olmazsa.
Bir daha ne zaman göreceksindir bir daha ne zaman o şaçlarını okşayacaksındır, ya da ne zaman bu uzaklık yakın olacaktır artık. Otobüsün veya bindiğin her neyse merdivenlerini çıkmaya başlarsın dönüp ardına baktığında onunda sel gibi akan gözyaşlarını görürsün bu seni biraz daha yaralar onun üzülmesini istemezsin çünkü onun bir damla gözyaşına dünyaları yıkan sen şimdi senin gidişine ağlıyordur. Sen ağlatıyorsundur onu hiç yapmak istemediğin bir şeyi yapıyorsundur ama mecburiyettendir gidişin, çünkü uzaktan sevmenin tatlı buruk acısını yaşıyorsundur kaderin böyledir, olsun bir gün elbet daimi yanında olacaksın bunun mutluluğu da vardır içinde, hoşça kal demek zordur sevgiliye her ne olursa olsun içinde bir yumrudur, boğazında yutkunamadığın bir düğümdür.
Yüreğini onun yanında bırakırsın, onun yüreği de seninledir. Göz görmese de yüreğinin içinde onun olduğunu bilirsin. Bazen lanet edersin bu uzaklığa isyan edersin ondan niye böyle uzaktayım diye ama bunda da bir hayır vardır dersin ve kendini avutursun. Uzaktan sevmek acıdır acıların en zalimidir. Ayrılık vakti gelmiştir artık bindiğin aracın penceresinden son bir defa daha bakarsın, geriye dönüp gitmemek istersin aradaki engelleri o anda kaldırmak istersin, ama nafile dedim ya mecbursundur gitmeye. Aracın hareket etmeye baslar ağır ağır, ardından el sallarsın boynun bükülür daha bir çılgın akmaya başlar gözyaşların tutmaya çalışırsın ama nafile gidiyorsundur, hoşça kal, hoşça kal elbet yine gelirim her seferinde ayrılmamacasına geliyormuş gibi yine gelirim sen ol yanımda sen tut çocuk yanımın ellerinden, bu yürek daima senin hoşça kal. Yazan: Orhan keşkekoğlu
|