Hayatla oyun olmuyor anlaşıldı, çocuk gibi çelme takıp düşürüp ardından kahkahayı basmak olmuyor hayata, ya da apartmanın zillerine basıp kaçarken ki keyfi vermiyor hayatla oynamak, hani çocukken düşüp ağlarsın ardından acısını unutup oyuna devam edersin ya işte öyle olmuyor hayat düştün mü kalkabilmek için uzun bir zaman geçiyor aradan. Ama şu bir gerçek hayatı oyuncak gibi oynamak var direnmek ona karşı, işte o zaman bu lafı söyleyerek sen mi büyüksün ben mi deyip hayatı dolu dolu yaşamayı seçenler ne güzel yapmışlar, ne dertleri kafaya takıyorlar nede üzüntüleri belki kendilerine göre dertleri var ama nede olsa hayatta her şey olur ama olsun hayat yaşanmak için deyip yaşamın zevkini tadını çıkarıyorlar. Biz böyle olamadık hayatın en uç noktalarında gezinemedik, bize söylenen bir söz vardı o zamanlar komik gelirdi gülerdik ama haklılarmış, koşan atın boku seyrek olur derlerdi, yani işin gerçeği hayatı bile sindirerek yaşamakta güzel, çabuk koşan çabuk yorulur aslında ne hızlı ne yavaş en güzeli her şeyi orta kararında yaşamak en iyisi.
Anladım ve anlatmak istedim hayatın beleş olmadığını yaşarken bile ücret ödüyoruz hayata bu maddi olarak değil tabi maneviyatımızdan alıyor hayat, ya üzüntü veriyor ya hastalık, böyle ödüyoruz, maaş farkı olarakta biraz mutluluk veriyor şimdiki yaşadığımız zamanla aynı aldığımız maaşla geçinmemiz birbirine uyuyor mu? Aslında ağlanacak halimize gülüyoruzdur, olsun ama gülmekte yaşadığımız hayatta birazda vergiden kaçırmak olmuyor mu olsun hep hayat bizden götürecek değil ya birazda biz ondan alalım tabi alabilirsek hayat aslında aslanın midesinden çoktan sindirilip çıkmış bile ama biz nede olsa biraz geriden gelip daha midesinde sanıyoruz. Biz geçmişte yaşamayı çok sevdiğimiz için bir türlü geleceğe gelemiyoruz. Yaşlılarımız bile daha gençliğinde yaşarken ya da çocukluk çağını bitirmiş gençlerimiz daha çocukluğundan çıkamamışken hayatı doldurmayı düşünemiyoruz bile.İlk önce bunlardan kurtulmak değil mi birazda kendimizi bir yeniliğe karşı alıştırmamız gerekmiyor mu.Yeniliklerden neden kaçıyoruz yada onları bize çocukken bizi korkutmak için kullanılan o zalim doktorların yaptığı iğneler gibi mi gösterilmiş olması,şöyle mi dediler bize yoksa çocuğuz ya unutmuşuzdur.(Bak hayatında yenilik yaparsan bu hayatın içinde yapacağın yenilik seni yer) acaba böyle mi dediler.Yada yenilik yaparsan torbalılar seni götürür, gerçekten ağlamamız gerekenlere gülmemiz birazda vurdumduymazlığımızdan kaynaklanıyor aslında titreyipte kendimize gelmemiz gerekmiyor mu biraz olsun duyarlı olmak, biraz olsun kendimizin yerine şuan bu hayatın zorlukları içerisinde kaybolmuş,gülmenin ne olduğunu unutmuş olanların yerine koyduğumuzda aslında anlayacağız ki hayatın en güzel meyvelerini biz yiyoruz,en güzel mutluluk şaraplarını biz içiyoruz,ama şükrediyor muyuz,unutuyoruz unuttuğumuz bir çok şey gibi.
Bugün farklı bir konudan bahsettim anlayan anlayacaktır ne demek istediğimi anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az diye boşuna dememişler, elbette anlayan olacaktır olmaz olur mu hiç…
YAZAN: ORHAN KEŞKEKOĞLU
|